“Yapamazsın” söylemi çocukların yaratıcılığına engel oluyor
Dahi düzeyinde yaratıcı olarak dünyaya gelen çocukların, yaratıcılığını ortaya çıkarabilmesi için anne-babalardan bilinçli destekler alması gerekiyor. Çocuğu sürekli gerçekliğe çağıran ifadelerden kaçınmak, hatta yargılamak yerine onların renkli hayal dünyasına eşlik etmek yaratıcılığın körelmesine engel oluyor. Çocuklarda yaratıcılığın artmasının püf noktalarını anlatan Öğrenme Tasarımcısı-Yazar Ömür Doğan, çocuk hayal dünyasında yarattığı bir şeyden bahsettiğinde onu yargılamamayı, aksine onu takdir edip hayal dünyasındakileri anlamaya çalışmayı öneriyor. Doğan’ın bir diğer önemli tavsiyesi de “yapamazsın” kelimesinden uzak durulması, bunun yerine “Nasıl yapabilirsin? Neye ihtiyacın var?” gibi sorularla yaratıcılığın üzerine gidilmesi…
Çocuğun yaratıcı olduğu nasıl anlaşılır?
Akıcılık: Çocuk çok sayıda uygun fikir üretebiliyorsa yaratıcılıktan bahsedilebilir.
Esneklik: Çocuk bir şeyi başka bir yerde kullanabiliyorsa, farklı kategorilere giren düşünceler üretebiliyorsa yaratıcılıktan bahsedilebilir.
Özgünlük: Çocuk daha önce kurulmamış bağlantılar kurar. Eşsiz ve rastlanmayan akıllı düşünceler üretir.
Detaylandırma: En çok rastlanan ama en az bilinen yaratıcılık boyutudur. Çocuk var olanın üzerine bir şeyler ekleyerek ya da bir şeyler çıkararak yaratıcı bir değişiklik yapabilir.
Her çocuk hayata gözlerini açmasıyla birlikte dünyayı keşfe çıkıyor. Çocuklar karşılaştıkları problemlere hayal gücü ile çözüm üretiyor ve çocuğun doğal yaratıcılığı bu problem çözme sürecinde ortaya çıkıyor. Yani problem çözme süreci, yaratıcılık gibi çok önemli bir becerinin parlamasına destek oluyor.
Doğruyu, iyiyi, güzeli bulmaları için sorgulamayı öğretin!
Yaratıcılık doğuştan geldiği için gelişimden çok tersine bir körelmeden söz etmek daha doğru. Tam da bu noktada anne-babaya önemli bir rol düşüyor. Çocuklarla ilişkinizde onlara karşı eleştirel olabilir; doğruyu, iyiyi, güzeli bulmaları için sorgulamayı öğretebilirsiniz. Ancak asla yargılayıcı ve küçümseyici olmayın. Aksi takdirde yaratıcılık çalışmaz. Özellikle çocuğun hayal dünyasına eşlik etmek değerli bir adım olabilir.
Kırmızı renkte bir inek çizdiyse yargılamayın, sebebini sorun!
Miniklerin yaratıcılığını daha fazla ortaya çıkarmak için öncelikle gerçekliğe çağıran ifadeleri bir kenara bırakmak gerekiyor. Örneğin çocuğunuz resim çizerken kırmızı bir inek yaptıysa, ‘Kırmızı inek olmaz, beyaz renk çizmelisin’ gibi bir ifade kullanmayın ve onu takdir edip neden kırmızı çizdiğini anlamaya çalışın. Hatta ‘Bu inek fazla çilek yemiş galiba’ bile diyebilirsiniz. Böylece çocuğunuzun hayal dünyasına eşlik etmiş olur ve onu yaratıcılığını ortaya çıkarması için daha fazla tetiklersiniz.
Çocuğunuzun can sıkıntısı yaratıcılık için birebir!
Çocukların en büyük sorunlarından biri can sıkıntısı. Can sıkıntısının yaratıcılıkla çok yakın bir ilişkisi var. Can sıkıntısı çocuğunuzun hayal gücünü ortaya çıkarmak için kendisine bir şeyler bulmasını sağlar. Bu yüzden canı sıkılan çocuğa hemen bir faaliyet bulmaya çalışmak yerine o can sıkıntısıyla neler yapabileceğini, nasıl oyunlar üretebileceğini gözlemleyebilirsiniz. Mesela elinizde bir yelpaze varsa çocuğunuza bununla başka ne yapabileceğini ya da bunun başka ne işe yarayabileceğini sorun. Çocuğunuzla birlikte kitap okurken ona ‘Kitaptaki hikâyenin sonu başka nasıl olabilirdi?’ diye sorun. Kitaptaki karakterleri canlandırın, hatta kitaptaki karakterler yerine kendinizi koyarak hikâyeyi birlikte canlandırın.
Yasak yerine sınırlar ve kurallarla nokta atışı yapın!
Yasaklar yaratıcılığa ket vuruyor. Yasak yerine sınırlar ve kurallar daha faydalı. Kuralların çocuğunuzu sıkacak kadar dar olmaması gerekiyor. Sınırlar, içinde yaratıcılığımızı geliştireceğimiz ve aşmamız gereken alanları gösterir. Özellikle ‘yapamazsın’ kelimesini kullanmayın. Her zaman yapmak istediği şeyler ne kadar imkânsız olursa olsun, bunu demek yerine ‘Nasıl yapabilirsin?’ ‘Yapabilmen için neye ihtiyacın var?’ gibi sorularla sınırlarını zorlayın. Özellikle incelikli işler yapmak için ellerini kullanabilecekleri faaliyetler yapmaya teşvik edin. Bu yüzden oyun hamurları, kinetik kumlar, kum havuzları, boyama çalışmaları, alet kullanmak gibi faaliyetler çok değerli.
Öğretmen rolü eğlencelerini kaçırabilir!
Çocuğun hareket etmesi veya egzersiz yapması, yaratıcılık için gerekli oksijeni beraberinde getirir. Çevresindeki nesnelere daha dikkatli bakan çocuğun zihinleri yeni bağlantılar kurmaya ve yaratıcılıklarını daha fazla ortaya koymaya eğimli olur. Öte yandan ebeveynler olarak çocuklarımıza bir şeylerin nasıl yapıldığını veya nasıl daha iyi olacağını göstermeye de çalışıyoruz ancak bu çoğu zaman onların eğlencesini kaçırabiliyor. Örneğin çocuğunuzla futbol oynuyorsunuz ve çocuğunuz keyifle topa vuruyor. Siz o anda farklı şekilde topa vurmasını söylediğinizde eğlenceyi unutup ‘öğretmen’ rolüne soyunuyorsunuz. Bunun yerine onun keşfetmesini ya da daha iyi yapması konusunda sizden yardım istemesi için bekleyebilirsiniz.
Share this content: